istanbul kirmizisi

atomcigdemi
Bir arkadasimla bulustuk filmin ciktigi gun, Taksim'e gidip, Istanbul Kirmizisi icin iki bilet aldik. Bu filmin onceden yazilmis bir de kitabi oldugunu ogrendim, filmin yonetmeni tarafindan yazilmis ve hemen buldum kitabi, 137 sayfayi yaklasik 3 saatte tek oturusta bitirdim. Hayatimda bir ilkti. Sonra film hakkinda fazlasiyla olumsuz elestriler cikti karsima, okudum hepsini. Biraz hevesim kacti acikcasi ama gitmeye karar verdim. o gun, Cinemapink'in o rahat koltuklarinda, sen sakrak muhabbetimle filmin baslamasini beklerken beklentim fazlasiyla yuksekti. Film basladi, ilk 20 dakika "Allam ben buna mi para verdim, naptim ben" diye dusunmekle gecti. Sonra filmin sakinligine, monotonluguna ve derinligine git gide ayak uydurdugumu hissettim. Filmin birkac sahnesi vardi beni derinden sarsan, dusunduren ama ozellikle bir sahne, beynime kazindi, kafamda fisekler patladi, tam o anda... Eski yazar Orhan, yillardir Londra'da yasiyor ve Londra'ya tasinmasini saglayan basina gelmis o cok kotu olaydan beri ne Istanbul'a gelmis ne de eline kalem almis, asla yazmamaya karar vermis. Istanbul'da bilmem kacinci gunu, bir kafede bir seyler okuyor. Garsondan hesabi talep ediyor. Hesabi yazan kiz, kalemi masada unutuyor. Orhan kaleme, kalem ona bakiyor uzunca. Sonra Orhan, sanki 30 yildir "hapis hayati" yasayan bir "erkek" gibi, kaleme saldiriyor, aklindan gecenleri unutmaya korkarmiscasina hararetle yaziyor. Gunlerce yaziyor. Orhan'in kalemle bakistigi tam o an, yazar olmaya karar verdim. Ben, kendimi bildim bileli sanatin neredeyse her dalinda faaliyet gosteriyorum, edebiyatin her donemine ve turune ilgim var uzaktan ya da yakindan. Ama nedense, bir sanat daliyla yakindan ugrasmaya cabalamak, dunyamin icine sokmak, ozellikle de orkestradan ayrildigimdan beri cok korkunc ve imkansiz geliyordu bana. Bu sefer, yazar kisiligimle ilgili kararim kesin. Rahatlamak ve fikirlerimi, duygularimi ifade etmek, korkularimdan, tramvalarimdan siyrilmak icin yaptigim "yazma" eylemi hakkinda bu karari vermis olmaktan mutluluk duyuyorum ve icimde tarif etmesi guc ve anlamsiz bir rahatlama var, tabii her zamanki gibi korku ile. Film ve filmin bana hissetirdikleri hakkinda annemle uzunca konustum ama nedense bu karari vermis oldugumu anneme soylemedim, kimseye de soylemek istemedim. Sanki birine soylersem, biri bu hayalimi ogrenirse basaramayackmisim gibi hissettim niyeyse. kitabi okuyali ve filmi izleyeli 3 ay oldu sanirim, yaklasik 3 aydir, o karari verdigimden beri haftada en az 3 kitap bitiriyorum ve her gunde en az 1 sayfa yaziyorum. 1 aydir da bir kediyle ilgili roman yaziyorum ama konusunu soylemicem, olur da bir gun basarsam supriz olsun. Sonuc olarak istanbul kirmizisini okuyun, okutun ama film hakkinda cok bisey soyleyemeyecegim, hayal kirikliligina ugratabilir.